Dört Kitap: Malcolm X, Eleanor Marx, Gramsci, Rosa Luxemburg

Akın Deniz Sorucu

Türkiye yayıncılık hayatında, eski bazı örnekler dışında ciddiyetle çıkan “biyografi serileri” bulamamaktaydık. Bugün yeni yeni bu eksiklik giderilmektedir. Ancak yine de “özgün” diyebileceğimiz örnekler hayli az. Sağ hareketler içerisinde, önder addettikleri kişilerin hayat hikâyelerini anlatan birçok seri bulunsa da bu serilerin çoğu, internette kolaylıkla bulunabilecek kötü bilgilerden ibarettir. Sol içerisinde ise böyle seriler uzun zamandır tek tük göze çarpmakta idiyse de bunların birçoğu, tarihin tozlu raflarında kalmış eski bilgiler kullanılarak yazılan, (elbette istisnalarla birlikte) çoğu zaman soldan olduğu sanılan kişilerin şişirilmesinden ibaretti.

Bu seriler, solda da sağda da (hatta apolitik sayılabilecek serilerde dahi) kahraman addedilen kişilerin şişirildiği, onlara insaniyet dışı özelliklerin atfedildiği, okuyanı tabiri caizse gaza getiren, insanda yoğun bir imrenme duygusu yaratabilecek ucuz metinlerdir. Genellikle okumaya yeni başlayanların ellerine tutuşturulan, okuyandaki şevki arttırmaya yarayabilecek metinlerdir bunlar. Zaten çoğu kere yayıncılar da bu gözle bakar bu serilere. İşte Z Yayınları’nın Türkçe’ye kazandırmaya başladığı “Aktivistler İçin Rehber” serisi, sözünü ettiğimiz serilerin yanında, kıyas dahi edilemeyecek bir başarıya sahip.

İlginçtir ki dünyadaki muteber akademik lisanlarda yüzlerce güzel seri bulunsa da (Reclam vd. gibi) biyografik seriler bu lisanlarda da, diğer serilere kıyasla epey azdır. Aktivistler İçin Rehber serisi, İngiltere’de Bookmarks Publications tarafından neşredilen “A Rebel’s Guide” serisinden çevrilmektedir. A Rebel’s Guide serisi Lenin, Troçki, Marx, Engels, Rosa Luxemburg, Alexandra Kollontai, Gramsci, Eleanor Marx, Malcolm X, Martin Luther King, James Connolly biyografileri ile Judith Orr’un Sexism and the System kitaplarını içermektedir. Türkçe’ye henüz bu serinin Malcolm X, Eleanor Marx, Gramsci ve Rosa Luxemburg biyografileri çevrilmiş, diğer kitaplar da yayına hazırlanmaktadır.

Bu serinin dünyadaki birçok örnekten farkı, biyografisi yazılan kişilerin isimlerine şöyle bir bakılmasıyla dahi anlaşılacaktır. Daha önce solun Türkiye’de neredeyse hiç tanımadığı, dünyada ise çoğu kesimin hareket içinde önemsemediği kişilerdir çoğu.

Örneğin Malcolm X, Türkiye’de neredeyse her zaman İslami hareket ile özdeşleşmiş, Malcolm X’in soldan bir yorumu hiçbir zaman yapılmamıştır. Hakeza James Connolly hakkında Türkçe’de hiçbir şey yazılmamış, Gramsci sadece bazı hatalı çevirilerden anlaşıldığı kadar bilinmiştir. Bütün bunlar göz önüne alındığında çevirinin Türkçe yazın için öneminin hayati olduğu fark edilecektir. Dünyada ise bu seri, türünün belli başlı örneklerinden olmayı başarmıştır. Bu yazıda Türkçe’ye çevrilen dört kitap üzerinde durulacaktır.

Malcolm X Türkiye’de çok yanlış anlaşılmış, hakkındaki birincil kaynakların bile bazıları yeni yeni çevrilen bir karakterdir. Özellikle Erbakan ile başlayan yeni İslami siyasetle, birçok meydanda sözlerinin yazdığı bayrakların dalgalandığı mitolojik bir figüre dönüşmüş durumdadır. Anthony Hamilton’ın yazdığı Malcolm X biyografisi, zihinlerde oluşan bu figürü kırmaktadır. Kitap, Malcolm X’in hayatının yanı sıra Amerika’da şekillenen siyahi hareketin işçi sınıfı ile olan sağlam ilişkisini, işçi sınıfını anlayamayan, yer yer ırkçılığa kayabilen BPP ve DRUM gibi hareketlerin hatalarını da göz önüne sermekte, okur için mücadelenin rotasını göstermektedir. Türkçe’deki diğer metinler incelendiğinde görülecektir ki bu çalışma, Malcolm X’i sol bir perspektiften anlatmak bakımından türünün tek örneğidir. İçeriği ile kitap, ne diğer birçok biyografi gibi kuru kuruya bilgi vermekte, ne de teorik metinler gibi okuru yormaktadır. Malcolm X’in öteki biyografileri ile kıyaslandığında hacminin epey küçük olması, elbette ciddi araştırmacıları diğer metinlere yönlendirmekteyse de içerik itibariyle bu biyografi incelenmeyerek yapılacak her çalışmayı da bir biçimde noksan bırakmaktadır.

Eleanor Marx hakkında İngilizce basılmış bazı kapsamlı çalışmalar (Yvonne Kapp ve Rachel Holmes’unkiler gibi) bulunmaktadır. Ancak Türkçe’ye bunların hiçbiri çevrilmemiş, yalnızca Sub Yayınları tarafından Babam Marx isimli kitap çevrilmiştir. Eleanor Marx, maalesef her ne kadar özellikle sendikacılık üzerine özgün fikirleri bulunsa da soyadı sebebiyle babasının gölgesinde kalmış, öyle ki çevrilen çalışma bile babasını anlattığı metin olmuştur. Ancak Eleanor Marx, tarihte tesiri kuvvetli olan kadınlardan biridir. Hem hayattaki mücadelesi, hem yazdıkları bunu kanıtlar niteliktedir. Siobhan Brown’ın yazdığı biyografi, bu açıdan çok önemlidir. Türkçe’de yayınlanan ilk Eleanor Marx biyografisi olmakla birlikte, hakkında yapılan ilk yayınlardandır da. Kitap, biyografinin yanında Yeni Sendikacılık hareketini anlamak açısından da oldukça doyurucudur.

Gramsci, maalesef uzun zamandır Türkçe’de ve Türkiye yazınında yanlış okunan ve yanlış anlaşılan bir karakter. Türkçe’de Gramsci hakkında bazı metinler bulabilsek de bu metinler çoğunlukla Perry Anderson’ın kitabının etkisinde kalmış metinler. Çeviriler de hakeza böyle. Bugün Türkçe’de hala Gramsci’yi “Gramsci olarak anlatan” çevirilerden büyük ölçüde yoksunuz. Chris Bambery’nin bu kitabı, bu eksikliğin biyografi açısından kapanmasına bir ölçüde katkı sağlamaktadır. Kitap, yukarıda bahsedilenler gibi, tarih hakkında da doyurucu bilgiler vermektedir.

Sally Campbell’in Rosa Luxemburg biyografisi, diğer üç biyografiden farklı olarak, konusu itibariyle okura bol bol tarih ve teori bilgisi vermekte. Bu açıdan bu kitap, bir biyografi olmakla beraber keyifli bir tarih kitabıdır da aynı zamanda. Alman devrimini ve genel olarak dönemin sosyalist mücadelesini okuru hiç yormadan, müthiş bir akıcılıkla anlatmaktadır. Bu bakımdan kitap, serinin diğer kitapları gibi yeni başlayanları yormamakta, konuya hakim olanların ise zihinlerinde dönemi daha da canlı hale getirmektedir.

Tüm bu kitapların neşredilmeleri, okur için Türkiye’de ne kadar az çalışmanın bulunduğunu gözler önüne sermiştir. Bu kadar küçük bir serinin bile böylesine büyük bir eksiği kapatabilmesi gerçekten de Türkçe okurunun nasıl bir çölde debelendiğini göstermesi bakımından çarpıcıdır. Serinin çevirilerinin tamamlanması, bu açığın kapanmasına müthiş bir katkı sağlayacaktır. Aynı zamanda seri, diğer yayıncılar için de, entelektüel ilerleme için ne tür kitapların çevrilmesi gerektiğini gösteren bir kılavuz hizmeti görmektedir.

Enternasyonal Sosyalizm